Kullanıcı araştırması yapılmadan oluşturulan UX/UI tasarımları neden başarısız olur? Bu yazıda, yanlış varsayımların yol açtığı hataları, kullanıcıyı sürece dahil etmenin önemini, uygulanabilir araştırma yöntemlerini ve gerçek bir vaka analizini bulacaksınız.
Harika bir fikir aklınıza geldi, uygulama veya web sitesi tasarımına hemen başlamak istiyorsunuz. İçgüdülerinize güvenerek “kullanıcılar bunu kesin beğenir” diyorsunuz ve tasarım sürecine dalıyorsunuz. Peki ya sonra?
Kullanıcılar beklediğiniz gibi davranmıyor, sitenizden hızlıca çıkıyor ya da uygulamanız beklediğiniz etkileşimi almıyor. İşte burada büyük bir sorun var: Kullanıcı araştırması yapmadan UX/UI tasarımına başlamak, bilinmez bir yolda gözleri kapalı yürümek gibidir.
Peki, neden birçok girişim ve şirket bu hataya düşüyor? Kullanıcı araştırmasını zaman kaybı olarak mı görüyorlar? Yoksa sadece tasarımın güzel olmasının yeterli olacağını mı düşünüyorlar? Bu yazıda, kullanıcı araştırması yapılmadan oluşturulan tasarımların karşılaşacağı riskleri, basit araştırma yöntemlerini ve gerçek bir vaka analizini inceleyeceğiz.
Kullanıcı araştırması yapmadan tasarım sürecine başlamak, büyük bir hata olabilir. Neden mi? Çünkü tasarımın başarılı olup olmayacağı hakkında elimizde hiçbir veri yoktur.
Tasarımcılar, geliştiriciler ve ürün yöneticileri genellikle ürünle o kadar iç içedir ki, kendi deneyimlerini kullanıcıların deneyimiyle karıştırabilirler. Bu da tasarımın, hedef kitlenin gerçek ihtiyaçlarıyla örtüşmemesine neden olabilir.
Kullanıcıları gerçekten tanımadan, onların beklentilerini ve davranışlarını anlamadan bir arayüz tasarlamak, çoğu zaman yanlış sonuçlar doğurur.
Güzel bir arayüz, her zaman iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaz. Tasarımcılar ve geliştiriciler, bazen kullanıcıların neye ihtiyaç duyduklarını bildiklerini varsayarlar. Ancak, bu varsayımlar çoğu zaman hatalıdır.
Örneğin, “Kullanıcılar büyük görselleri seviyor, o yüzden ana sayfayı tamamen görsellerle dolduralım” diye düşünebiliriz. Ancak, belki de kullanıcılar hızlı bilgiye ulaşmak istiyordur ve aşırı görseller yükleme süresini uzatıyordur. Eğer araştırma yapılmazsa, kullanıcıların gerçek beklentisi yerine varsayımlar üzerine kurulu bir tasarım ortaya çıkar.
Eğer ürün veya hizmetinizin kimlere hitap ettiğini gerçekten bilmiyorsanız, tasarımınızın başarısız olma olasılığı yüksektir. UX/UI tasarımı, sadece estetikle ilgili değildir; kullanıcıların rahat, sezgisel ve sorunsuz bir deneyim yaşamasını sağlamakla ilgilidir.
Eğer yanlış hedef kitleye hitap eden bir tasarım yaparsanız, kullanıcılar hızla alternatiflere yönelir. Örneğin, bir gençlik platformu oluşturuyorsanız ve ciddi, kurumsal bir tasarım kullanıyorsanız, hedef kitleniz kendini yabancı hissedebilir.
Sonuç? Kullanıcı kaybı, düşük etkileşim oranları ve en kötüsü marka güvenilirliğinin zedelenmesi. Kullanıcılar, iyi bir deneyim yaşamadıkları bir platforma ikinci bir şans vermek istemezler.
Peki, kullanıcı araştırması yapmak çok zaman ve bütçe gerektiren bir süreç mi? Hayır! Aslında, birkaç basit teknikle hızlı ve etkili geri bildirimler alabilirsiniz. İşte, zaman kaybetmeden ve büyük bütçeler harcamadan yapabileceğiniz pratik araştırma yöntemleri:
Kullanıcılarınıza kısa ve net sorular içeren mini anketler sunarak onların beklentilerini öğrenebilirsiniz.
Örnek sorular:
“Sitemizde en çok hangi özelliği kullanıyorsunuz?”
“Ödeme sürecinde sizi en çok zorlayan şey nedir?”
“Yeni bir özellik eklesek, ne görmek isterdiniz?”
Bu sayede, en çok tercih edilen özellikleri öne çıkarabilir ve kullanıcıların işine yaramayan bölümleri revize edebilirsiniz.
Kullanıcıların bir ürünü nasıl kullandığını görmek, tasarımdaki hataları ve iyileştirilmesi gereken noktaları doğrudan anlamanızı sağlar. Kullanıcı testleri, belirli bir görevi tamamlamalarını isteyerek gerçekleştirilir.
Örneğin, bir e-ticaret sitesinde ürün ekleyip ödeme yapmalarını isteyerek, kullanıcıların ödeme sürecinde herhangi bir zorluk yaşayıp yaşamadıklarını analiz edebilirsiniz.
Eğer kullanıcılar görevi tamamlarken zorlanıyorsa, tasarımda bir sorun var demektir. Bu testler, UX/UI hatalarını erken aşamada tespit etmenize yardımcı olur.
Anketler ve testler, genellikle nicel veriler sağlar. Ancak, kullanıcıların gerçekten ne düşündüğünü ve neden belirli davranışlar sergilediğini anlamak için birebir kullanıcı röportajları yapmak gerekir.
Bir kullanıcıyla doğrudan konuşarak, hangi özellikleri sevdiklerini, hangi noktalarda zorlandıklarını ve beklentilerinin neler olduğunu öğrenebilirsiniz. Bu tür röportajlar, özellikle pazara yeni bir ürün sunan girişimler için kritik öneme sahiptir.
Örnek bir senaryo:
Bir e-ticaret sitesi sahibiyseniz, müşterilere şu soruları sorabilirsiniz:
• “En son alışverişinizde neden bizi tercih ettiniz?”
• “Ödeme süreci size yeterince hızlı geldi mi?”
• “Sizi sitemizden alışveriş yapmaktan vazgeçiren bir şey oldu mu?”
Gerçek kullanıcıların doğrudan verdiği yanıtlar, tahminlere dayalı tasarım yapmaktan çok daha sağlıklı sonuçlar elde etmenizi sağlar.
Birkaç yıl önce bir girişim, “süper hızlı yemek siparişi uygulaması” geliştirmeye karar verdi. Ekip, kendi varsayımlarına güvenerek kullanıcı araştırması yapmadan tasarıma başladı.
Ne mi oldu?
Ancak, sonradan yapılan kullanıcı araştırmaları ile tasarımda büyük değişiklikler yapıldı:
Sonuç? Uygulamanın kullanıcı sayısı 3 ay içinde %40 arttı. Eğer araştırma en başında yapılsaydı, bu hatalar yaşanmayacak ve büyük bir zaman kaybı önlenecekti.
UX/UI tasarımında kullanıcı araştırması yapmadan hareket etmek, tahminlerle ürün geliştirmek anlamına gelir. Bu da daha fazla revizyon, daha fazla hata ve daha fazla müşteri kaybı anlamına gelir.
Peki, bu hatalardan nasıl kaçınırsınız?
Unutmayın, iyi bir tasarım sadece güzel görünmekle kalmaz, kullanıcıların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılar. Kullanıcıyı anlamadan yapılan her tasarım, bir tahminden ibarettir ve tahminler her zaman doğru çıkmaz. Güçlü bir UX/UI deneyimi için, kullanıcıyı en baştan sürece dahil edin.
Get fresh ideas in your inbox.